Şirketler bir duyuru hazırlarken en sık sorulan sorulardan biri basit ve çok önemlidir: Basın bülteni göndermek için en uygun zaman nedir? Zamanlama, haberin kendisi kadar önemlidir.
Her marka çevrimiçi görünürlük peşindedir, ancak temel soru şu: Çevrimiçi PR hem etkili hem de maliyet açısından verimli nasıl olabilir?
Çevrimiçi görünürlük söz konusu olduğunda, aynı soru tekrar tekrar gündeme geliyor: Basın bültenleri SEO'ya yardımcı olur mu? Kısa cevap evet. Basın bültenleri, sıralamalar için hızlı bir çözüm veya gizli bir hile değildir. Haber değeri taşıyarak yazıldığında ve güvenilir kanallar aracılığıyla dağıtıldığında, bir markanın otoritesini, görünürlüğünü ve dijital ayak izini güçlendirir.
Her gazeteci her gün onlarca basın bülteni alıyor ve haber merkezleri yüzlercesini inceliyor. Böylesine rekabetçi bir ortamda şu soru kaçınılmaz: Medya görünürlüğü gerçekten nasıl garanti altına alınabilir?
White label raporlarla basın bülteni dağıtımı, halkla ilişkiler ve pazarlama ajanslarının kendi marka kimliklerini kullanarak müşterileri adına haber sunmalarına olanak tanır. Kendi dağıtım altyapılarını oluşturmak veya gazeteci ilişkilerini yönetmek yerine, teslimat, izleme ve raporlamayı üstlenen profesyonel bir hizmetten yararlanabilirler.
Markalar iletişim stratejilerini tasarlarken en sık sorulan sorulardan biri basın bülteni mi yoksa reklam mı: Hangisi daha iyi? Görünürlük, güvenilirlik ve ölçülebilir sonuçlar isteyen şirketler için basın bülteni ile reklam arasındaki farkı anlamak çok önemlidir. Her iki araç da hedef kitleye ulaşmayı amaçlasa da, işleyiş biçimleri ve yarattıkları değer çok farklıdır. Reklam görünürlük kazandırır. Basın bültenleri ise güven kazandırır. Her ikisinin de modern iletişimde kendine özgü rolleri vardır ve birlikte kullanıldıklarında maksimum etki yaratırlar.